10 Haziran 2009

Gözetlemek ve İzlemek


İşte aramızdaki fark bu!Avrupalı insanlar ile, Türklerin arasındaki o derin uçurum, o her yerde göze çarpan detay bu...Tam manasıyla biz izliyoruz, onlar gözetliyor...

"Hadi be, bak şurdakine pas ver, hadi, kaleye, Allah senin belanı versin ! "

İzlemek böyle bir şey.İzlediğinin farkındasın.İnsan öyle oturup saatler boyunca hareketsizce bir şeylere bakamaz ki!İzlerken o andaki duygularını, düşüncelerini ve önerilerini(!) ne kadar aptal ya da ne kadar tecrübesizce olduğunu önemsemeden atıverirsin dudaklarının arasından.Hiç düşünür müsün ki; bak bu adamlar yıllardır bu işi yapıyor benden iyi bilirler, gidecekleri yönü, verecekleri pası...

Ya da herhangi bir gösteriyi izleriz mesela.Birileri çıkar, herhangi bir şeyi sunarlar bize.Belki bir keman resitali ya da dans gösterisi, en azından bir şiir okurlar belki.Biz o anda içimizden ne geliyorsa onu yaparız.Şiir okunurken arkadaki müziğe uygun olacak şekilde bir tempoyla çakmak sallarız, dans gösterisi varsa ellerimizi çırparak ritm tutarız.Hiç olmadı, keman resitalinde, sanki kemandan ses çıkmıyormuş gibi, şarkıyı anlar anlamaz hemen müziğini mırıldınmaya başlarız... Ama işin en güzel yanı bunları düşünmeden, o anda içimizden geldiği için, belki de bir Türk refleksi olarak yaparız...

Bir de şu moral vermelerimiz vardır ki, takdire şaayan! Herhangi biri çıkar, başlar bir şeyler yapmaya.Sonra bir anda sözleri unutevrir, yanlış nota basar, ya da figürleri karıştırıverince herkes, alkış kıymaet içinde kalıverir... Sanki hiç yanlış yapan birini görmemişiz gibi, ellerimiz acıyana kadar kuvvetli alkışlarız.Ama orada amaç başkadır.Olay oradaki insanın yanlışını alkışlamak değil, gösterinin devamı için moralinin bozulmasını engellemektir.

Ama Avrupalılar öyle değildir.Oturup gösterinin bitmesini beklerler...Bitince de ellerini birbirine değdirmek suretiyle bir kaç "şak şak" sesi çıkarığ terk ederler mekanı.Hiç tepki vermeden saatlerce bir şeyler izlerler.Bir dakika bir dakika!İzlemek çok yanlış bir kelime oldu.Gözetlerler... Sanki sahnedeki ya da sahadaki insanların kendilerinin varlığından haberdar olmalarını istemiyor gibi, sessiz, sakin ve tepkisiz gözetlerler...

Biri, bir hata yaptığı zaman da öyle bakıp, ne yapacağını merak ederler.Sahneden çıkmaz da kendi kendine toparlanırsa ne ala.Ama yok heyecanlanıp, sahneyi terk ederse , işte o zaman o oyuncu kötü oyuncu, o oyun kötü oyun olur...

Şimdi buyrun hangisi daha doğru, hangisi daha canlı, siz karar verin... İzlemek mi, gözetlemek mi?

1 yorum:

Cenky dedi ki...

İkisi de kötü, ortasını bulup tadında yapmak lazım iki işi de.