2 Ekim 2009

Her Nokta Yeni Bir Cümleyi Başlatır


Noktalar bir cümleyi bitirse de başka bir cümlenin başlangıcını bildirir. Yeni bir cümle yeni bir hikayedir. Yeni bir hikaye, yeni bir soluktur insan hayatında.

Uzun zamandır bloglamıyordum. KültürlüK'e girmeyince diğer blogların linklerine bakamıyordum, adres çubuğuna yazasım da gelmiyordu açıkcası. Hem bloglamayı hem de blogları takip etmeyi gerçekten çok özledim. Bunca aradan sonra yazdığım ilk postun da hikayenin zorunlu bitişi olması acı bir durum.

Her nokta yeni bir cümleyi, yeni bir cümle de yeni bir öyküyü başlatır. Yeni bir öyküyü yaşamak üzere KültürlüK'ün yayın hayatına noktayı koyuyorum. Bu güne kadar genellikle Mert'le birlikte bir yerlere gelmeye çalıştık, arada başka arkadaşlarımız geldi, gitti, yazdı, etiketledi. Hepsine binlerce teşekkür yardımları için. Ayrıca sevgili arkadaşım, Sihir Başlasın dışında net aleminin bana sunduğu en büyük hediye olan Burak Kaleli'ye de çok teşekkürler, yardımcı olmaya çalıştı blogu geri döndürmek için. Ama artık bizden bu kadar.

Temayı bozduğum için bırakmıyorum blogu. Blogger bana göre amatör ruhtur, amatörlük yeridir ama artık olmuyor. Temayı düzeltene kadar birşey yazmıyordum bu zamanlarda kendimi sürekli yazmak zorundaymış gibi hissettiğimden blogdaki amatör ruhun kaybolduğunu farkettim. Amatör ruhun beden değiştirmesinin vakti geldi.

Blogum okundu, okunmadı, sevildi, eleştirildi, tınlandı, tınlanmadı bunca zaman. Bir yazının altında bir yorum gördüğümde aşırı seviniyordum. Bir Aceto olmadığımdan sevinilecek mesaj sayısı 200'den başlamıyor ya. O arada gelen mesaj, arada bloga yeni bir izleyicinin eklenmesi sevinmek için yeterliydi bana. 16 yaşında bir çocuğum neticede. Beni sevinderecek şeyler kısıtlı.

Birkaç teşekkür etmek lazım gitmeden. Öncelikle Burak Eren'e çok teşekkür ediyorum. Gerek yorumlarıyla gerek NBATurka'da söylediği sevindirici sözleriyle bana bloglama şevkini verdiği için milyonlarca teşekkür.
Cenky'e, Erbo'ya ve Serap Bahar'a da binlerce teşekkür. Benim yazdıklarını hayranlıkla okuduğum insanların benim yazdıklarımı ara sıra ya da sürekli okuduğunu bilmek inanılmaz bir duyguydu.

Son olaraksa yeni cümlenin hangi harfle başladığını, yeni hikayede mekanın neresi olduğunu söyleyelim. arkakapaktan.blogspot.com adresi Mert'in yazılarıyla süslediği blog artık. Gelelim bana... Yeni hikayenin zamanı ve kişisi belli. Zaman her zaman kişiyse Sheldon Cooper ve diğerleri. Mekanıysa kulturluporsuklar.blogspot.com... Kültürsüz bir yerde de duramıyorum ya işte gene bulaştırdık kültürü mekanıma. Artık biraz daha sarı-siyah takılacağım. KültürlüK'ün beyazına, mavisine, yeşiline biraz ara...

Kültürlü Porsuklar'ı izlemeye devam edin. Sheldon Cooper hala aynı Sheldon değişen tek şey eskiden dwade olan nicki.

24 Ağustos 2009

Es - Es





Kimileri şanslı doğar!Lüks bir semtte yaşar, iyi okullarda okur, kolay iş bulur, en güzel kızı kapar, babası ona en iyi arabayı alır. Hayat kolaydır onun için.Kimileri de şanssız doğar!Yoksul bir mahallede yaşar, iyi okullarda okuyamaz, iş bulamaz. Doğduğu gün kaderi çizilmiştir, zor bir hayatın içine düşer� Dener, çabalar ama çoğu zaman başaramaz, tutunamaz. Bir şekilde suça bulaşıp sabıkalı olma dışında başka bir alternatifi olmaz hayatta..Ama başka ne yapabilir ki? Yaşadıkları onların tercihi değildir, pisliğin içine doğmuşlardır sonuçta. Etiketi yapıştırmak kolaydır;Sokak serserisi. Mahalle delikanlısı�Aynı Uras gibi�Geçmiş günahların gölgesi uzun olurmuş. Ne geçmişi peşini bırakacaktır ne de ona sokak serserisi gözüyle bakanların zulmünden kurtulacaktır Uras... Ama kaderine ters gidecektir� Yeni arkadaşları, yeni ortamı, yeni şehir aracılığıyla hayatını değiştirmeye, düzeltmeye, içine doğduğu çukurun pisliğinden kurtulmaya çalışacaktır�Bazılarımız o gence, el uzatmak, bir ışık olup önünü aydınlatmak, kaderini değiştirmek isteriz. Bir sokak serserisinin kendisine uzatılan eli tutması ve ışığa doğru ilerlemesinin hikayesi ES-ES.Uras yeni umutların şehrine yol alacaktır. Eskişehir (namıdiğer ES-ES)�e Onun için bütün bu olanlar yeniden doğmaktır. Hele bir de aşık olduğu zaman...


2 bölümünü izledim, gayet şukela bir dizi olabilir. Ahmet Rıfat Şungar'ın hiçbirşeyi umursamayan yüz ifadeleri komik olmanın ötesine geçemese de oyunculuk açısından kaliteli bir yapım. Saçma birşey bekliyordum ben ama Kavak Yelleri'nin ilk zamanlarına benziyor. Yani kaliteli bir öğrenci senaryosu. Öğrenci hikayesi olarka devam etmeleri çok güzel olur.

23 Ağustos 2009

6. Sezon Posteri

6. Sezon posterinin en net hali. Ama hala bazı isimlerden tam emin değilim.

21 Ağustos 2009

Ramazan'ı Sevmemek İçin Bir Sebep


5 yaşımdan beri düzenli oruç tutumaya çalışan bir insanım. Ramazan'ın ne demek olduğuun biraz anlayabildiğimi sanıyorum.

Televizyonla ne kadar içli dışlı olduğumu da bilen bilir. Ama ikisi bir arada yürümüyor. Televizyon kanallarının Ramazan'ı sürekli olarka yemekle bağdaştırması çekilir şey değil. Her tarafta yemek programı. İyi de Ramazan'da öğrenmemiz gereken sabır sadece yemekle sınanmıyorki. Kendini her türlü zevke karşı tutacaksın. Neden sırf yemek. "Güzel sevişmenin 30 yolu" diye bi program başlatın, her bölümde farklı bir yolu detaylı olarka anlatın. Daha güzel :D.

Bir diğer sorun da diziler. Dizilerde nedense hep orucu bir yük olarak gören karakterler var. Ha top patladı, ha patlayacak zihniyetiyle tutulan oruçtan bir fayda gelmeyeceği belli. Orucu dini bir gereklilikten çok bir gelenek olarak kabul ettiklerinden istedikleri gibi tutabileceklerini sanıyorlar sanki. Ama bunun da bir edebi adabı var. Kuş orucu nedir Allah aşkına? Böyle birsaçmalığı kim neresinden çıkardı bilmiyorum ama çocukların en fazla kuş orucu tutabileceği zihniyeti beni tiksindiriyor. Çocukların zor oruç bozması falan... Yapmayın gözünüzü seveyim.

Ah bir de reklamlar var, nasıl sona bırakırım. Herkes Ramazan'ı bahane edip arkada hafiften geleneksel bir müzikle iftar/sahur temalı reklam çekiyor. Herşeyi anladım da Danette'ye ne oluyor Ramazan reklamı çekince? İnsanlar garip. Bakayım vallahi garip.

Ramazan'ı sevmemek için bir sebep demiştik, ne o sebep? İnsanların seni Ramazan'dan tiksindirmek için bin türlü şey yapması...

20 Ağustos 2009

Kanal D Yeni Sezon Reklamı ve Soru İşaretleri



Kanal D'yi bence diğer 3 büyük kanaldan (Star, Show, ATV) ayıran en büyük özelliği yeni sezon tanıtım reklamlarıdır. Çok farklı ve mükemmelr. Mutfakta, kampta yaptıktan şimdi de orkestra reklamı müthiş.

Yeni sezonla ilgili önemli bilgiler veriyor reklam. Sarp Apak'ın Kavak Yelleri'ne katılımı, Dağhan Külegeç'in kesin olarak ayrılması, Ekin Türkmen'in Küçük Kadınlar Gamze Özçelik'in Arka Sokaklar kadrosunda olmadığı gibi... Bunlar dikkatimi ilk çekenler. Yalnız Elif ve Zeynep karakterlerinin mi diziden çıktığı yoksa yeni oyuncular altında mı hayat bulacaklarını bilmiyorum şahsen.

Asıl gariplikse her yıl reklamda son sözü söylediğini bildiğimiz Okan Bayülgen'in bu yıl olmayışı. Eksikliği cidden hissediliyor. Disko Kralı'nı sık takip etmedim dershanemden dolayı ama Okan Bayülgen'in herhangi bir programla Kanal D'de yer almaması kanal için büyük kayıp. Beyaz Show'un ve Çok Güzel Hareketler Bunlar'ın da reklamda yer almadığını görüyoruz, Haneler'e bile yer verilmişken bu biraz tuhaf kaçıyor. Beyaz Show'un olmama durumu çok kötü olur, 12 sezondan sonra. Çok Güzel Hareketler'e pek üzüleceğimi sanmıyorum, son haftalarda yaptıkları tek şey şaklabanlıktı. Yılmaz Erdoğan nasıl yetiştirdeyse artık arkadaşların gözünü şöhret bürüdüğünden doğaçlama diye birşeyden habersizdiler son 1o--15 bölümde özellikle. Hoş bu üç program da Kanal D'den ayrılsa yine kanal bulurlar kendilerine. Türkiye'de daha iyileri yok kendi alanlarında.

Reklam filmiyle ilgili yapabileceğim ufak bir eleştirim var gene de. Normalde tanıtım filminde bir dizi geçerken o diznin temposuna uygun birşeyler geçerdi. Misal Yaprak Dökümü'nde ağır, kasvetli bir havada geçerdi konuşmalar. Ali Rıza Bey felçli, biri ölüyor ama reklam filminde millet gülücük saçıyor. Bu arada Yaprak Dökümü 3. sezonun tanıtım programlarında "Bu seozn son" diye bas bas bağırmasına rağmen şerefsizliğin en büyüğünü yaparak sezon finali vermişti. Annemin tahminine göre yeni sezon 5- 6 bölüm sürecek dizi bitecekti. Daha önce bir dizi de daha aynı şey olmuş o yüzden. Ama tanıtım filminde yer alıyorsa zor. Zaten Yaprak Dökümü'nün fragmanlarında da dizi bitiyor izlenimi vermemişler. Sütten ağzı yanan... ( :P)

Biraz Eksikle de Olsa


Herşeyi düzeltene kadar en azından yazasımız gelsin diye beyaz bir temaya döndük. Tema eskisinden değişik olacak büyük ihtimalle. Ama şimdilik bu beyaz arka fonla idare edeceğiz.
Şahsen yazmadan böyle beklemek çok sıkıcı. Yazacak çok şey var ama blog yok ortalıkta. Canım da sıkılıyor şu sıralar. Allah'ın sıcağında İzmir'de yalnız başına kalmak çok zor. Blog listeleri de kaybolduğundan böyle tek tek blog ismi de yazmak istemiyorum. O yüzden çoğu blogu gezmiyorum şu anda. Yani hayat sıkıcı.
Bu gün hem bloga dönüş yapmak hem de Udb'nin dönmesinden dolayı mutlu bir gün. Birazdan görüşmek dileğiyle... :)

17 Ağustos 2009

Mazur Görün


Her halta bir blog açmanın sonucu işte bu. Homini Gırtlak'ın temasını değiştirmem gerekirken yanlışlık la KültürlüK'ün temasını mahvettim. Şimdi ancak klasik temaya dönüş yapabildim. Mert geldiğinde temayı halleder. Ama blog listeleri, sayaçlar, resimler falan kaybolmuş durumda, onlar bana bakıyor. Bu yüzden bu işler tamamlanana kadar post girmeyi düşünmüyorum. Bu gün için güzel planlarım vardı ama yarın İzmir'den atarım artık postları. Herkesten tekrar özür diliyorum...

16 Ağustos 2009

İhtiyacım Var

Show Tv'deki bir yarışma programı. Uzun zamandır yazacağım ama nedense bilgisayarın başına her geçtiğimde unutuyorum.

İlginç bir programa benziyor. Yarışmadan para dağıtan tek Tv programı... İlginç olabilir. Millet olayı duygu sömürüsüne bağlamazsa izlenebilir.

Avrupa Muhabbeti


Hayatımda izledğim en iyi gençlik filmiydi. Erotizmin boku çıkmadan da gençlik filmi yapılabileceğinin iyi bir örneğiydi. Konusu sadece "İnternet arkadaşını bulmak için Amerika'dan Berlin'e giden bir gencin hikayesi olarak" gösterilse de filmi izleyince bundan çok daha fazlasını görüyorsunuz. Sadece Scott'ın değil yanında Avrupa'yı dolaşan 3 arkadaşının da başından geçenler çok güzel. Yolculukların bir resturant masası üzerinden anlatılması da çok eğlenceli. Oyunculuklar da bir gençlik filmine göre üst düzey. 5 senedir izlemediyseniz hemen izleminizi tavsiye ediyorum.

Not: Dublajlı seyrettiğim filmlerde afişi de Türkiye afişi olarak koyarım ama Türkiye afişi, filmi 3 tane abaza erkeğin 1 kızın peşinden koştukları bir film gibi gösterdiğinden ABD afişini koydum. Euro Trip...

15 Ağustos 2009

Twilight'a Bir de Buradan Bakın


Üye olduğum ilk Twilight forumu olur kendileri. Sihir Başlasın'daki reklam siteye giriş sebebimdi. iyiki de girmişim. Çok kaliteli bir site. Twilight'la ilgili haberler, rpörtajlar geliyor süreklli. Bunun dışında Twilight dışı bölümler de gayet aktif ve zengin. Açılalı daha birkaç hafta olmasına rağmen üye sayısının az olması garip aslında. Eh bunu değiştirmek de bizim elimizde. Türkiye'nin en büyük Twilight forumu olacak potansiyele sahipler. Admin kadrosu yeter. ( :P)