7 Mart 2009

Haftanın Dvd'si!..

Bu hafta sizlere tavsiye edeceğim film aslında pek de güncel değil ama yine de güncel...Nasıl olduğunu anlamak amacıyla da olsa aşağıdaki yazıdan keyif alacağını umuyorum...

Film Mahsun Kırmızıgül imzalı bir dram filmi; Beyaz Melek...Beyaz Melek, Mahsun Kırmızıgül'ün ilk denemesi olmasıyla beraber, deneme boyutunun çok dışını taşmış -taşmış diyorum dikkat çekerim- türünün en iyi örneklerinden biri olmuş.Mahsun, bugüne kadar biriktirdiği tüm tecrübesini bize aktarmıştı ve hem ne kadar iyi bir senarist hem de ne kadar iyi bir yönetmen, aynı zamanla da kayda değer oyunculuğuyla, bol yönlü kişiliğini bize açık ve net olarak sunmuştu...Filmi gerçekten güçlü oyuncu kadrosu, tam da yaşanan olayların gerçekte de patlak vermesi üzerine çıkması nedeniyle de büyük ilgi görmüştü.Filmin oyuncuları rollerini oynarken tek kelimeyle "mükemmel" bir performansları ile filmin kayda değer bir kısmını halletmişlerdi.Mahsun'a kalan ise gerçekten çok güzel bir senayoyu, gerçekten çok iyi oyuncularla kameraya alıp, beyazperde de bizimle paylaşmaktı.Öyle de oldu...
Bu DVD'yi tavsiye ediş sebebim de, Mahsun Kırmızıgül'ün çok yakında çıkacak olan "Güneşi Gördüm" isimli filminin müjdesini almış olmam...Güneş'i Gördüm filminin de oyuncu kadrosu çok iyi ve senaryosu da güzel gibi...Yönetimine diyecek söz bulamayacağız yine sanırım.Öncelikle "Beyaz Melek" ile hem, Mahsun Kırmızıgül'ün yeteneklerine şahit olmak, hem de tarzını anlayıp bu yeni filmden beklentilerinizi yükseltmek amacıyla izlemenizi tavsiye ediyorum...Film mükemmel ama DVD'sini izlemedim, muhtemelen o da gayet güzeldir...

Fazla söze ne hacet!Son olarak filmin konusunu da alıntılayarak, yazıma son veriyorum...Film özetlemek de hiç iyi değilimdir, sürekli spoiler veririm de...

"Ali ve Reşat, beyin kanseri olan babaları Ahmet’i kemoterapi görmesi için İstanbul’a getirmiştir. Ahmet ağır tedaviye daha fazla katlanmak istemediğinden hastaneden kaçar. Oğulları peşine düşer ancak Ahmet onlardan kaçmayı başarır. Kaçarken kendini bir huzurevinde bulur. Huzurevi sakinleri, Ahmet’in çocukları tarafından terk edildiğini sandıkları için orada kalması konusunda ısrar ederler. Zorlukla konuşabilen Ahmet durumu kabullenir. Ali ve Reşat Ahmet’i huzurevinde bulurlar. Ama mutlu göründüğü için bir süre orada kalmasına ses çıkarmazlar. Babalarının son günlerini mutlu geçirmesi, belki hiç işe yaramayacak ama çok acı verebilecek bir tedaviden daha önemlidir. Huzurevi sakinlerinin her birinin kendi hikayeleri ve dramları vardır. Ahmet bunları öğrendikçe onlara daha yakınlaşıp her birini tek tek çok sever. Ahmet’in misafir olduğu günün hemen ertesinde huzurevi sakinlerinden Yaşar Hoca ve Nebahat evleneceklerdir. Bu insanları çabucak benimseyen Ahmet düğün masraflarını karşılamak ister. Elbirliğiyle güzel bir düğün yaparlar. Bununla yetinmeyen Ahmet, çiçeği burnunda çifti balayı için Diyarbakır’daki köyüne davet eder. Üstelik diğer huzurevi sakinleri de bu geziye davetlidir. Belki geriye kalan yıllarında böyle bir fırsatı bir daha yakalayamayacak olan bu yaşlı insanlar, teklifi coşkuyla kabul ederler. Hep beraber kiraladıkları bir minibüsle yola çıkarlar. Ancak yolculukları hiç sakin geçmez. Onlar için asıl macera bu yolculukla birlikte başlayacaktır."
İyi Seyirler!..


Hiç yorum yok: