2 Şubat 2009

Ayakta Kal : Avrupai Turkish Film

Puanım:





Zaten Faruk Aksoy'un filmlerinin altında derin manalar, ilginç yapımlar aramaya gerek duymuyorum.Günümüze kadar yaptığı çoğu film gençlik filmiydi ve yine aynı konseptiyle karşımızda.Çılgın Dersane serisinin en sağlam fanlarından biriyim.Ancak hiç bir zaman, Çılgın Dersane'nin muhteşem, Türk Sineması'na bir şeyler kazandırmış bir film olduğunu iddia etmedim.Söylediğim gibi sadece eğleniyorum filmi izlerken, ve bazen insan sadece eğlenmek isteyebilir.İşte tam o anlarıma denk geldiğinde izlediğim için fanıyım bu filmin.


Faruk Aksoy'un filmleri tabi ki Türkiye için henüz yeni yeni artan filmler.Bundan olacak ki çok eleştiri alıyor.Söylemem şu ki; Faruk Aksoy'un çektiği tarzdan filmler; içinde "sapıklık" barındırmadan çekilirse tutmayacak cinsten filmler.Ancak bu filmde ben Aksoy'un kendisini aştığını ve diğer filmlerinde kullandığı ögeleri kullanmadan bir film çekip, basit de olsa bir konuyu anlatmasını tebrik ediyorum... Filmde anlatılan konu Türk Sineması'nın yani "Yeşilçam"ın klasiklerinden.Aşk konulu filmlerin klişelerinden.Buna rağmen herkesin tutmayacağı korkusuyla çekmek istemediği bu konuyu, Faruk Aksoy cesaret edip çekmiş.İzleyicisi de var hani.Film her ne kadar klişe bir konuyu ele alsa dahi, günümüz teknikleriyle çekilince, bambaşka şeyler çıkmış ortaya.Sinemada izlediğim filmden hiç sıkılmadım hatta tam aksine zevk bile aldım.Hatta ve hatta filmi bir daha izlemeyi bile düşündüm.Kesinlikle zaman ya da para kaybı değildi.


Filmde anlatılan masum aşk hikayesinin masumiyeti, içime işledi.Bir yerden sonra da en az aşk kadar masum bir öpüşme ile taçlandı.O öpücük çok etkileyici ve gerçekçiydi.Tam anlamıyla bir Türk Öpücüğü...Biraz çekingen, korkulu ve masum.Hafif hafif yaklaşarak.Zaten en Türk kültüründe ne de Türk yapısında saldırırcasına(!) öpüşmek yoktur.Fakat bugüne kadar gördüğüm filmlerin hepsi böyleydi.Fakat bu filmdeki tam aradığım ve istediğim öpüşme.Türk Öpücüğü...


Sinem Kobal ve Mehmet Aslan ise çok çok hatta fazlasıyla iyi canlandırmıştı Yasemin ile Ali'yi.Sinem Kobal müthiş bir performans sergiledi.Tabii Mehmet Aslan da...Ama benim ilgimi asıl çeken şahıs, Ozan Aydemir oldu.Çılgın Dersane ve Çılgın Dersane Kampta'da ki performansleı çok çok iyiydi ve bu filmde de bulunduğu sahnelerle benim gözümü doldurdu.Fakat Yasemin'in kolejli aşığını oynayan oyuncu -adını bulmaya bile üşeniyorum- çok kötü bir oyun sergiledi.Zaten kendisi de bana göre çok antipatik...


Filmin klişe bir konu işlemesinin nedenini ise şuna bağlıyorum; Gençlik filmlerinin yeni gelişiyor olması.Ne zaman ki Türk Sineması -Yeşilçam- gelişmeye başladı. o zaman bu tür senaryolarla başladı.Şimdi ise bence yepyeni bir grup daha oluşuyor.Yeşilçam : Gençlik.Gençlik filmleri de ne zaman gelişmeye başladı böyle senaryolarla başlıyor.Gayet doğal karşılıyorum ve izlerken sıkılmayacağınızı düşünüyorum.

Film güzel ve izlenmeye değer.Faruk Aksoy yapımlı filmleri ben zaten seviyorum.(Avanak Kuzenler hariç.)Gençlik komedi olsun, dram olsun güzel filmler yaptığını düşünüyorum.Filmi izlemenizi öneriyorum.Çünkü ancak böyle böyle bu türde ilerleyebiliriz.Faruk Aksoy (AKSOY Film) Gençlik türünün Türkiye'deki kilometre taşlarından.Film ne para ne de zaman kaybı.Hatta çok güzel bi film.Kadri'nin Götürdüğü Yere Gideceğinize, Ayakta Kal'ın bin kat daha iyi.Film için kullanacağım tasvir ise şu: Avrupai Turkish Film.Bence izleyin.Neyse size iyi seyirler!..

Hiç yorum yok: