16 Ekim 2008

Bir şey bilmeden konuşmamak







Cem Yılmaz'ın gösterilerini hemen hiç sevmedim. Hepsini izledim bu güne kadar ve hepsinde genel tema "Ben bu ülkenin en iyi "stand-up"çısıyım" şeklindeydi sanki. Çoğu esprisine millet karnını tutarak gülerken ben gülmüyordum. Ama şu son Telekom gösterisinde olay değişti.











Annemi kırmamak için DVD'yi sürücüye yerleştiren ben bütün esprilerde hayatımda hiç gülmediğim kadar güldüm. Çünkü gerçek olan hiçbir şey alatmıyor kafadan ne eserse söylüyordu sanki. Komik kısmı da buydu haksız yere dalga geçeceği bir şey yoktu ortada. Çünkü bildiği bir şey de yoktu. Gülsem de saygım iyice azalmıştı. Hatta tüm arkadaşlarım AROG'a gitme planları yaparken ben "Ben gelmicem sevmiyorum böyle şeyleri" havasındaydım. Ta ki bu güne kadar.




Bu gün hayatımda 2. kez Milli Güvenlik dersine girdim. Ve Cem Yılmaz'a olan bütü saygımı geri kazandım. Çünkü askerlikle ilgili salladığı bir şey yokmuş. Tabi bunları izlerken gene gülebiliyorum ama artık saygımı da eksik etmiyorum. Bir Milli Güvenlik dersinde Cem Yılmaz'ın o esprilerinden oluşan bir kesit izledik. Koskoca albay bir de bu videoyu izlettiren adam.




Demek ki bir bildiği varmış sahiden.

Hiç yorum yok: